HKTM Üye İşyeri Ziyareti

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, “Üye İşyeri Ziyaretleri” kapsamında HKTM’nin Kocaeli’nde bulunan fabrikasını ziyaret etti.

Ziyaretin hoş geldiniz konuşması ve fabrika tanıtım sunumunu HKTM Yönetim Kurulu Başkanı Tunç ATIL gerçekleştirdi. ATIL “Endüstri ile doğanın, fabrika ile çevrenin, teknoloji ile hayatın entegrasyonunu sağlamak için 1998 yılında yola çıktık. Kuruluş amacımız hareketi anlamak, geliştirmek, yönlendirmek, hareketin doğasından ilham alarak hareketi kontrol altına almaya çalışmaktır.” dedi. Ailede ve şirkette kurumsallaşma çalışmalarını ve sürdürülebilirliğe olan inançlarını aktaran ATIL konuşması ardından LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) kriterlerini yerine getirerek, bu sertifikayı almaya hak kazanan sektöründeki ilk yeşil bina sertifikalı tesislerini TAİDER üyelerine anlatarak bilgilendirme gezisini tamamladı.

Bilgilendirme gezisi ardından düzenlenen törende TAİDER Kuzey Yıldızı Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik Programı Ödül Töreni’nde “Çalışanlar” kategorisinde ödül almaya hak kazanan HKTM’yi temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Atıl ödülünü TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Tekin URHAN’dan aldı. URHAN “TAİDER Kuzey Yıldızı Programı aile şirketlerini sürdürülebilir kılmak için TAİDER tarafından tasarlanmış ve sürekli öğrenmeyi odağına alan bir programdır. Kurumsal üyemiz HKTM’nin Çalışanlar kategorisinde bu ödülü almış olmasından onur duyduk. HKTM alanında ilklere imza atan güzide bir kuruluş. Derneğimize kattıkları değer ve destekleri için kendilerine teşekkür ederiz.” dedi. Programın sürdürülebilirlik yaklaşımını benimseyerek bu alanda çalışmalar yapan, kurumsal yönetim, çalışanlar, iş modeli, çevre, toplum ile aile ve gelecek nesiller açısından fark yaratarak ülke ekonomisine değer katan aile şirketlerinin teşvik edilmesini amaçladığını aktaran Urhan “Bu yıl Kuzey Yıldızı programının kapsamı genişletilerek 3 ana konuda değişiklik yapıldı. Ölçümleme araçları yeniden gözden geçirilerek B Corp (benefit corporation) iş birliği ile yeni kriterler değerlendirme kapsamı içine alındı ve Kuzey Yıldızı Büyük Ödülü’nün yanısıra farklı kategorilerde de ödüllerin verildi. Bunlara ek olarak aile şirketlerinde sürdürülebilirlik farkındalığını arttırmak ve gelişim yolunda destek olmak amacıyla bütün yıla yayılan seminerler, araştırmalar, eğitimler ve söyleşiler gerçekleştirilmeye devam etmektedir” dedi.

URHAN konuşmasında “Başta ülkemizde olmak üzere tüm dünyada yaşanan aşırı hava olayları hepimizin canını acıtıyor. Maalesef iklim krizine şimdi dur demezsek, belki de türümüzü devam ettiremeyeceğimiz noktalara geleceğiz. Artık devletlerden şirketlere ve hatta her bir bireye büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu noktada aile şirketleri olarak bizlerin sürdürülebilirliği, dünyanın sürdürülebilirliğinin sağlaması için çok önemli. Bundan sonra sadece kâr etmek için değil, toplum, çevre, çalışanlarımız ve gelecek nesillerimiz için değer yaratma amaçlı yatırımları hayata geçirmek adına daha fazla çabalamalıyız” dedi.

Kuzey Yıldızı ödülünü alan Tunç ATIL, HKTM’nin kurulduğu günden bugüne sürdürebilirlik kavramı her zaman birinci önceliği olduğunu, TAİDER Kuzey Yıldızı Programı’nın HKTM’nin sürdürülebilirlik alanında yeni yol haritaları çizmesine ve gelişim alanlarını görmesini sağladığını iletti. Bu süreçte katkı sağlayan tüm HKTM çalışma arkadaşlarına teşekkür eden ATIL, ödülün bugüne kadar ortaya koydukları çalışmaların meyvesi olması adına ayrıcalıklı ve kıymetli olduğunu paylaştı ve TAİDER’e sürdürülebilirlik yolculuğuna destekleri için teşekkür etti.

Ödül takdimi ardından heykel sanatçısı İskender Giray tarafından HKTM için yeniden yorumlanan robotiğin kurucusu ve hidroliğin ustası El-Cezeri’nin çağın ötesinde bir mühendislikle oluşturduğu fabrika içerisinde sergilenen Filli Su Saati Heykeli izlendi ve katılımcılar eser hakkında bilgilendirildi.

TAİDER, üyeleri arasında paylaşımları arttıran etkinliklerine il temsilcilikleri bulunan Ankara, Bursa, İstanbul, İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde devam etmektedir

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Filli Su Saati Heykeli Hakkında: Diyarbakır’da saray mühendisi olarak çalışmış olan El-Cezeri (1136-1206) Fırat ve Dicle Nehirleri arasındaki Cezire’de yaşamış olan Mezopotamyalı mühendis, olağanüstü̈ mekanik araçlar tasarlayarak günümüz robotik teknolojisine ilham vermiştir. Robotiğin kurucusu olarak da anılan Cezeri, çağının ötesinde bir mühendislikle oluşturduğu eserleri sayesinde “Orta Çağ’ın En Büyük Bilim İnsanı” olarak dünya tarihinde yerini almıştır.

Yer çekimi ivmesi, su ve hava basıncını kullanarak oluşturduğu karmaşık hareketlere sahip eserleri, dünya tarihinin ilk robotları olarak kabul edilir. “Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap” adlı eseriyle de bilim ve mühendislik dünyasına önemli bir miras bırakmıştır.

Cezeri’nin “Farklı yerlerde, değişik zamanlarda çok çeşitli su saatleri yaptım ve sonuçta hepsini tek bir saatte toparladım.” dediği “Filli Su Saati”, günümüzde Newton Dinamiği ve Pascal Prensipleri olarak bilinen kuramların akıllıca kullanıldığı, zamanı otuz dakikalık dilimler halinde ölçen bir başyapıttır.

Cezeri’nin bu olağanüstü makinası, HKTM’nin fikri üzerine heykel sanatçısı İskender GİRAY yorumuyla, yüz yıllar sonra, farklı bir formda tekrar hayata geçirildi. Eserin günümüze uyarlanan yorumunda; Cezeri’nin birden fazla mühendislik dalını barındıran sanatsal makinalarının tüm nesillere ilham kaynağı olması amaçlanmış, içerdiği figürlerle uluslararası ticarete atıfta bulunulmuş ve kullanılan mekanizmalarla teknolojide alınan yol vurgulanmıştır.

Heykelde krom alaşımlı paslanmaz çelik, pirinç ve bronz malzemeden yapılmış 4000’den fazla parça bulunmaktadır. Tamamlanması iki yıldan fazla sürmüştür. Filli Su Saati Heykeli 3,7 metre yüksekliğinde ve ortalama 2,5 ton ağırlığındadır. Yeniden yorumlanan heykelde, Cezeri’nin çizimlerinde bulunan hiçbir insan figürü yer almamıştır. Heykeldeki dört hayvan figüründen ise sadece üç tanesi; Çin Ejderi, Fil ve Anka Kuşu kullanılmıştır.

Mitolojilerde Çin Ejderi gücü, Fil asaleti, Anka Kuşu ise döngü ve yeniden doğuşu temsil eder. Bu metaforlara ek olarak aynı hayvan figürlerinin uluslararası ticaret sahnesine de uyarlanabileceği öngörülerek, Çin Ejderi’nin Asya’yı, Afrika Fil’inin de Afrika kıtasını sembolize edeceği düşünülmüştür. Anka Kuşu ise medeniyetlerin doğuşunu simgeleyen Anadolu Coğrafyası’nı temsil etmektedir.

Göreceli de olsa hızlanan dünyada, insanın her gün bir öncekinden daha kısa olan zamanı ölçme ihtiyacını vurgulamak için saatin otuz dakikalık çalışma periyodu yarıya indirilmiştir. Sanatçı bu çalışma mekanizması ile aradan geçen yaklaşık 800 yıllık zamanda farklılaşan ölçme değerlendirmemizin ve zaman algımızdaki değişimin altını çizmek istemiştir.